...:::MOHTİNİN YERİ:::...: Acil 112

Hot

Post Top Ad

Acil 112 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Acil 112 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ocak 2022 Cuma

Su İçmediğinizin 10 Belirtisi

Ocak 14, 2022 0





 Yeterince su içmediğinizi gösteren 10 işaret


    Çoğu insan gün boyunca yeterince su içmez çünkü kahvaltıda kahve ve gün içinde genellikle çay içmek daha cezbedicidir. Ancak yeterli su içmemek birçok ciddi sağlık problemine neden olabiliyor.

İdrara çıkma, terleme ve hatta nefes alma yoluyla kaybedilen sıvıyı telafi edecek kadar su içmediğimizde, bir dehidrasyon durumuna girmeye başlarız. Dehidrasyon sadece susuzluk hissini uyandırmaz, aynı zamanda tüm vücudun nasıl çalıştığı üzerinde de büyük bir etkisi vardır.

Muhtemelen günde sekiz bardak su içmeniz gerektiği kuralını duymuşsunuzdur, ancak herkesin içmesi gereken su miktarının farklı olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar, çocukların ve ileri yaştaki yetişkinlerin susuz kalmamak için daha fazla suya ihtiyacı olduğunu söylüyor. Belirli ilaçları alan, kalp ve damar hastalıkları öyküsü olan veya viral hastalığı olan kişilerin de daha fazla su tüketmesi gerekir.

Dehidrasyonu önlemek için kaybedilen sıvı tekrar yerine konulmalıdır. Bunu yapmanın en iyi yolu, vücudunuzu dinlemek ve susadığınızı hissettiğinizde su içmektir. Ayrıca herhangi bir fiziksel aktiviteden önce, fiziksel aktivite sırasında ve sonrasında su içmelisiniz.

Yeterince su tüketmenin yanı sıra, meyve ve sebze gibi sulu gıdalarla dolu bir diyet, sıvı kaybını telafi etmenin başka bir yoludur.

DEHİDRASYON BELİRTİLERİ

Vücudunuzda yeterli su olmadığında dehidrasyon meydana gelir, bu nedenle şu işaretlere dikkat edin:

Susuzluk

Susuzluk hissedildiğinde gebellikle kişi yaklaşık yüzde 2 susuz kalır. Bu, hemen su içmeniz gerektiği anlamına gelir. Vücudunuzun sinyallerini dinlemezseniz, özellikle fiziksel aktivitede bulunursanız, yavaş yavaş daha fazla susuz kalırsınız.

Kuru Ağız

Susuzluk en belirgin olarak dudak, dil ve ağız boşluğunun kuruluğu ile kendini gösterir. Ancak ağzınız kuruysa, vücudunuz zaten susuz kalmış demektir. Vücudunuzu dinlemeniz ve ihtiyaçlarını karşılamanız gerekir.

Kuru Cilt

Cilt en büyük organdır ve sağlıklı olması için çok suya ihtiyaç duyar. Kuru ve tahriş olmuş cilt, vücut için ciddi sonuçlara yol açabilecek tam dehidrasyonun ilk belirtilerinden biridir. Ayrıca yetersiz su vücudun terleme yeteneğini de azaltır ve toksinler vücuttan atılamaz.

Kuru Gözler

Su eksikliği de göz kuruluğu ile de kendini gösterir. Bu nedenle gözler kızarır. Gözlerin nemlendirilememesi özellikle kontakt lens kullanan kişilerde sorun yaratacaktır.

Eklem Ağrısı

Kıkırdaklar ve sırt diskleri yüzde 80 kadar su içerir. Her adımı atarken, zıplarken, egzersiz yaparken ve koşarken rahatsız edici kemik sürtünmesini önlemek istiyorsanız uygun miktarda su içmelisiniz.

Koyu Renkli İdrar

Toplam vücut suyunuz ne kadar fazlaysa, idrarınız o kadar temiz olur. Rengi daha koyu ise daha fazla su içmeniz gerektiğinin bir işaretidir.

Yorgun Hissetmek

Uyuşukluk ve yorgunluk vücuttaki su eksikliğinin ek belirtileridir. Az miktarda su içtiğinizde, vücut onu diğer mevcut organlardan ödünç alır, bu da kişinin kendini kötü hissetmesine ve hastalık durumunda daha yavaş iyileşmesine neden olur.

Açlık Atakları

Dehidrasyon beyni aldatır ve vücuda aç olduğuna dair sinyaller gönderir. Açlık atakları günün veya gecenin herhangi bir saatinde meydana gelebilir ve uykudan bile uyandırabilir. Bununla birlikte, uygun miktarda su içmeden gıda tüketmek metabolizmayı yavaşlatır ve vücutta yağ depolarının oluşumunu uyarır.

Hazımsızlık

Mide ekşimesi, su eksikliğinin bir sonucu olarak aşırı mide asidinin sinyallerinden sadece biridir. Su, sindirim sistemini nemlendirir ve uygun miktarları kabızlığın yanı sıra bağırsak problemlerini de önler.

İdrara Çıkma İhtiyacında Azalma

Vücuttaki su eksikliği idrara çıkma ihtiyacını da etkiler. Gün içinde en az dört ila yedi kez tuvalete gitmezseniz çok az su içmişsiniz demektir. Daha koyu idrar rengi de zayıf vücut hidrasyonunu gösterir.

Unutmayın, düzgün çalışmak için suya bağımlı olan sadece böbrek sistemi değil, aynı zamanda vücudunuzdaki kalp, beyin ve akciğerler de dahil olmak üzere hemen hemen her büyük sistemdir.

Devamı

21 Nisan 2021 Çarşamba

Epilepsi Nöbetlerinde İlk Yardım İpuçları

Nisan 21, 2021 0


 Epilepsi Nöbetlerinde İlk Yardım İpuçları






Sara olarak bilinen epilepsi hastalığı, vücut kaslarının sarsılarak kasılması şeklinde nöbetlere neden olabiliyor. Bu nöbetler sırasında ilk yardım ise büyük önem taşıyor. İşte ilk yardım ipuçları.

Epilepsi nöbetinin kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlı olduğu ve beyin hücrelerinde geçici anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Kişiyi her zaman ani bir atakla yakalayan sara nöbetlerinde ilk müdahale ise büyük önem taşıyor.

Sara nöbetinin genelde normalde olmayan kokuların alınması, kas kasılmaları ve nöbetin hemen öncesinde bir bağırma ve çığlığın duyulması gibi belirtilerle başladığını belirten Altınbaş Üniversitesi İlk ve Acil Yardım Program Başkanı Öğr. Gör. Özlem Karagöl, epilepsi nöbetleri sırasında yapılabilecek ilk yardım müdahaleleri hakkında bilgi verdi.

EPİLEPSİ NÖBETİ İÇİN DOĞRU İLK YARDIM UYGULAMALARI

Nöbet, aniden bilincin kaybolması ve şiddetli bir şekilde yere düşmeyle devam ederek kendini gösterir. Nöbet geçiren bir kişiyle karşılaşıldığında öncelikle sakin olunmalı ve hastanın hareketleri kesinlikle durdurulmamalıdır.

Yapılması gereken doğru ilk müdahaleler şu şekilde sıralanabilir:

- Hastayı güvenli bir yere yatırın veya alın.

- Yaralayabilecek ucu sivri veya sert eşyalardan hastayı uzaklaştırıp koruyun. Sıkı giysileri varsa giysilerini gevşetin (kravat, kemer gibi), şayet takıyorsa gözlüğünü çıkartın.

- Sabit ve rahat olacak bir şekilde bir tarafa doğru yatırıp, tükürüğünün dışarı akmasını sağlayın. Rahat nefes alması için mümkünse ağzını ve solunum yolunu açık tutun. Asla ağzına bir şey sokmaya veya koymaya (örneğin, dişlerini sıkıyorsa açmaya veya su vermeye) çalışmayın.

- Nöbet sırasında ilaç vermeye çalışmayın, kendi kendinize nöbetin geçmesine yönelik bir şey yapmayın. Soğan, kolonya vb. şeyler koklatmayın.

- Epilepsi krizi olduğu bilinen bir kişi ise yapay solunum veya kalp masajı yapılmasına gerek yoktur. Hastanın üzerinde epilepsi hastası olduğunu ve neler yapılması gerektiğini açıklayan bir kart veya sağlık karnesi olup olmadığına bakın.

- Nöbetinin bitmesini bekleyin. Unutmayın ki, sıklıkla nöbet sonrasında kişi yorgun, ne yaptığını bilemez haldedir, dolayısıyla bu aşamada elinizden geldiğince sakin ve güven verici olun.

- Hasta suda ya da yüzerken nöbet geçirdiyse, üzerinde epilepsi hastası olduğuna dair bilgi yoksa veya hastanın bu nöbetinin bir epilepsi hastalığına bağlı olup olmadığı bilinmiyorsa, kişi yaralanmış, gebe veya diyabetik ise, nöbet 5 dakikadan daha uzun süredir devam ediyor ve ikinci nöbet, ilk nöbet bittikten çok kısa bir süre sonra başlayıp kasılmalar bittikten sonra da kişinin bilinci açılmıyorsa mutlaka bir ambulans çağırılmalıdır.
Devamı

14 Mart 2021 Pazar

Göbek Deliği Pamuğu Neden Oluşur ?

Mart 14, 2021 0


 Göbek Deliği Pamuğu Neden Oluşur ?



Viyana Teknoloji Üniversitesi'nden Doktor Georg Steinhauser yıllar boyu bilimin farklı bir tarafıyla uğraştı ve göbek deliğinde oluşan pamuğun aslında ne olduğunu buldu.

Doktor Steinhauser kendi göbek deliğinden 503 pamukçuk parçasını labaratuvar koşulları altında inceledi ve küçük tüy yumağının aslında sadece giysilerin pamuklarından oluşmadıklarını buldu. Tıbbi Hipotezler (Medical Hypothese) dergisinde yayınladığı yazısında küçük parçaların ilk önce kılda oluştuğundan ve günün sonunda da göbek deliğinde kendine yer bulduğundan bahsetti.

Tüylerin pullu yapısı t-shirt kumaşının küçük liflerinin aşınmasını arttırıyor ve göbekte oluşmasına köprü oluşturuyor. "Kılın boyutları bir nevi kanca görevi görüyor. Karın bölgesindeki tüyler genelde göbek deliğinin etrafında eş merkezli olarak büyüyor." Doktora göre karın bölgesindeki tüyleri almak, kıllar tekrar büyüyene kadar göbek deliğinde oluşan tüy sorununu ortadan kaldırıyor.

Göbek deliğindeki piercing ya da benzeri bir şey yaptırılması ise göbek deliği pamukçuklarının henüz oluşmadan yok olmasını sağlıyor.

"Göbek pamuğunun doğasının ne olduğu düşünüldüğünden daha fazla insanı ilgilendiriyor. Umarız ki doktorlara yardımcı olabilecek bir bulguyla ulaşmışızdır. Artık doktorlar, göbek deliklerinde fazla tüy biriken kişilerin sorunlarını daha kolay çözebilirler."

Avusturalyalı Karl Kruszelnicki daha önceki bir araştırmasında şu sonuca varmıştı: "Bu kirin genelde mavi olmasının nedeni çoğu zaman mavi ya da gri pantolon giymemizdir. Bu pantolonlar çoğunlukla kotlar vücuda sürtündükçe küçük parçalar bırakıyor ve onlar da kendine göbek deliğinde yer buluyor.

Televizyon karşısında birşeyler yiyen insanların göbek deliklerinden çıkan pamukçukların içinde besin parçaları da bulunuyor. Göbek pamuğu erkeklere göre kadınlarda daha az bulunurken, Rusların göbek deliğinde daha az pamuk bulunuyor çünkü aşırı soğuklardan korunmak için deriden yapılmış giysiler giyiniyorlar.



Devamı

5 Mart 2021 Cuma

Çin Aşısının Yan Etkileri Açıklandı

Mart 05, 2021 0


 Çin aşısının Yan Etkileri Açıklandı


https://sertacabanoz.blogspot.com/search/label/Covid-19



Çin'den getirtilerek Türkiye'de de uygulanan CoronaVac aşısının yan etkileri titreme, yorgunluk, baş ağrısı ve kas ağrısı ve ateş olarak aktarıldı.

Hacettepe Üniversitesi, Çin'den getirilen CoronaVac aşısının Faz-3 etkililik oranı ve yan etkilerini araştırdı.

14 Eylül tarihinde Türkiye'de uygulanmaya başlayan SinoVac yapımı koronavirüs aşıları, belirli testlerden geçti.

Uygulamalar sonucunda yüzde 83,5 etkililik oranı olduğu aktarılan aşıda, bazı yan etkilere de rastlandı.




ÇİN AŞISININ YAN ETKİLERİ

Prof. Dr. Serhat Ünal ve Prof. Dr. Murat Akova'nın yaptığı açıklamada aşının baş ağrısı, kas ağrısı, titreme, yorgunluk, ateş gibi yan etkileri bulunduğu aktarıldı.

"EN ÇOK YORGUNLUK GÖRÜLÜYOR"

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"En sık görülen yan etkiler yorgunluk yüzde 9,8, baş ağrısı yüzde 7,6, kas ağrısı yüzde 3,8, ateş yüzde 2,5, titreme yüzde 2,4 ve lokal yan etkilerden en sık görüleni ise enjeksiyon yerinde ağrıdır. Bunun oranı da yüzde 1,6'dır."


Devamı

Benlerin kanserli olup olmadığını anlamanın 8 yolu

Mart 05, 2021 0


 Benlerin kanserli olup olmadığını anlamanın 8 yolu



Çocukluktan ileri yaşlara kadar vücudun çeşitli bölgelerinde farklı sayılarda gelişebilen benler, bazı durumlarda kanser habercisi olabilir. İşte benlerin kanserli olup olmadığını anlamanın 8 yolu.

Ciltte, temelde pigmentli hücre kümeleri olan çok sayıda ben oluşabilir. Genel olarak, benler zararsızdır. Cilt kanseri olan melanomun önceden var olan bir benden kaynaklanması aslında nadirdir. 2017 yılında ABD'de yapılan bir araştırmaya göre melanomların yüzde 71'i yeni benler olarak ortaya çıkıyor. Erken taşhis için yeni veya değişen benlere dikkat ettmek ve diğerlerinden farklı görünen benleri fark edebilmek büyük önem taşıyor.

İşte benlerin kanserli olup olmadığını anlamanın 8 yolu.


SAYIN

Uzmanlara göre, ciltte 50 veya daha fazla ben olması, melanom (en ciddi cilt kanseri türü) geliştirme riskini artırabilir. Ancak, melanomlu birçok insanın rutin olarak artmış bir ben sayısı olmaz. Çok fazla beniniz varsa tetikte olmanız gerekir. Daha az ben sahibi iseniz, değişimlere ve yeni oluşumlara karşı dikkatli olmalısınız.


RENGE DİKKAT EDİN

Sağlıklı benler çoğunlukla katı bir şekilde bronz, kahverengi veya siyah renktedir. Buna karşılık, eğer bir ben farklı renkler içeriyorsa, bu endişe kaynağı olabilir. Kanserli benler kırmızı, pembemsi, beyaz veya mavi görünebilir. Olası bir kanserin erken teşhisi için benlerden daha koyu veya farklı renkte olanların farkında olun.


CİLTLE AYNI RENKTE OLANLARA DİKKAT EDİN

Renk rahatsız edici olmadığı için tuhaf bir beni gözden kaçırmayın. Bazen kanserli benler, örneğin amelanotik melanomda olduğu gibi cildinizle aynı renkte olabilir. özellikle açık tenli insanlarda pembe veya inci gibi görünen benler tehlikeli olabilir.


ŞEKLİ VE SİMETRİYİ İNCELEYİN

Kanserli olmayan benler genellikle yuvarlak veya oval şekildeyken, melanomlar genellikle asimetriktir. Bir benin ortasından bir çizgi çektiğinizde, bir yarısı diğer yarısıyla eşleşmezse, bu ben asimetrik demektir. Bu, tüm atipik benlerin cilt kanseri olduğu anlamına gelmiyor. Ancak bu tür benlere sahip olmak melanom gelişimi için bir risk faktörüdür ve maalesef, dermatoloğunuzu ziyaret etmeden bir benin atipik mi yoksa kanserli mi olduğunu kesin olarak söylemenin bir yolu yoktur, bu nedenle farkında olmak önemlidir.


AĞRI VE KAŞINTIYA DİKKAT EDİN

Genellikle cilt kanseri, kanser oldukça büyüyene kadar gerçekten rahatsız edici semptomlara neden olmaz. Yapılan bir araştırmaya göre, cilt kanseri lezyonlarının yaklaşık yüzde 28'i ağrı belirtileri gösterirken yüzde 37'sine kaşıntı eşlik eder. Bir hafta içinde geçmeyen ağrılı, kaşıntılı veya hassas benler bir dermatolog tarafından mutlaka incelenmelidir.


BOYUTU DEĞERLENDİRİN

Kanserli bir ben herhangi bir boyutta olabilir, ancak herhangi bir lezyonun çapı 1 cm veya daha büyükse, uyarı zilleri kesinlikle çalıyor demektir. Bu, bir kurşun kalem silgisinin boyutu kadardır.


Ben boyutunda herhangi bir büyüme durumunda bir uyarı işareti gösterdiğinden endişeleniyorsanız, bu kontrol ettirmek için geçerli bir nedendir.


DOKUYU İNCELEYİN

Beninizin yüzeyine bakın. Hiç bozuldu mu? Kazınmış veya pullu görünüyor mu? Sert mi yoksa yumrulu mu? Beniniz, bir depresyonla yükseldi mi? Bütün bunlar cilt kanserine işaret ediyor olabilir. Kanser öncesi cilt büyümeleri, vücudun güneşe maruz kalan bölgesinde kaba lekeler veya pullu yumrular olarak başlar.


BENZER OLMAYANLARIN FARKINDA OLUN

Bir benin çirkin olması kanser olduğu anlamına gelmez. Ancak, vücuttaki çoğu normal ben birbirine benzer. Vücudunuzda diğerleri arasında herhangi bir şekilde ayırt edilebilen bir ben daha ayrıntılı olarak incelenmelidir. Diğerlerinden daha büyük veya daha küçük, daha koyu veya daha açık herhangi bir ben fark ettiğinizde bir dermatoloğa kontrol ettirin.


Bir benin şeklindeki, boyutundaki veya rengindeki bir değişiklik, melanomun gelişmekte olduğunu gösteriyor olabilir. Ben yüksekliğindeki bir artış, cilt yüzeyinin altında dikey büyümeyi akla getirdiği için önemlidir. Unutmayın, cilt kanseri sivilce veya kırmızı lekeler kadar sıradan bir şeyle ortaya çıkabilir. Bu nedenle cildinizi sık sık kontrol etmeniz ve tüm değişiklikleri not etmeniz önemlidir.

Devamı

Koronavirüs sonrası çocuklarda 'MIS-C' tehlikesi! 'Ölümcül vakalar görmeye başladık'

Mart 05, 2021 0

 

Koronavirüs sonrası çocuklarda 'MIS-C' tehlikesi! 


https://sertacabanoz.blogspot.com/p/saglik.html







Koronavirüsü hafif atlatan çocuklarda farkına varılamayan MIS-C hastalığı, ölümcül olabiliyor. Dicle Üniversitesi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Kamil Yılmaz, hastalığın komplikasyonları henüz bilinmediğinden çocukları yakından takip ettiklerini belirterek, "İlk başlarda bu hastalığı çocuklar asemtomatik olarak atlatır fakat 4 ile 6 hafta geçtikten sonra çocuklarda, ateşle devam eden ve birçok organı tutan hastalıklar gerçekleşir. Koronavirüsün kendisinden ölümü bu kadar görmezken, MIS-C’ye bağlı çocuklarda ölümcül vakalar görmeye başladık" dedi.

 İlk olarak İngiltere'de tanımlanan ve daha sonra Türkiye'de görülmeye başlanan MIS-C hastalığı, çocuklarda fark edilmeden koronavirüs sonrası ortaya çıkıyor.

Dicle Üniversitesi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Yılmaz, hastalığın komplikasyonları henüz bilinmediği için çocukları yakın takibe aldıklarını söyledi.

Hastalığın, kalp ve diğer organlr üzerinde etkileri olduğunu anlatan Dr. Yılmaz, ölümle sonuçlanan vakaların da olduğuna dikkat çekti.

Yılmaz, "2020'nin Mart ayından itibaren Türkiye'de koronavirüs vakalarının görülmeye başlanmasıyla genel seyrimizin asemtomatik bir düzeyde geçirdiğini biz de yaptığımız çalışmalarda ortaya koyduk.

Kalp üzerinde ve diğer organlar üzerindeki etkileri biliyor ve o anda tedavi edebiliyoruz. Bu durum maalesef ölümcül seyredebiliyor. Koronavirüsün kendisinden çok fazla ölümü görmezken, MIS-C'ye bağlı çocuklarda ölümcül vakalar görülmeye başladık.

Nisan ve mayıs aylarından itibaren İngiltere'de tanımlanan çocuklarda 'multisistem inflamatuar sendrom' olarak adlandırdığımız hastalık, koronavirüs sonrası oluşmaya başladı. Vakaların yoğun olarak yaşanmasının ardından bu vakaları görmeye başladık.

Çocuklar asemtomatik olarak belli etmeyecek şekilde seyrederken yaklaşık üzerinden 4 ile 6 hafta geçtikten sonra çocuklarda ateşle devam eden ve birçok organı tutabilen inflamatuar yanıta bağlı hastalıklar görülmeye başlandı.

Bu hastalığın henüz oluşacak komplikasyonlarını henüz bilmiyoruz.

Kalp üzerinde ve diğer organlar üzerindeki etkileri biliyor ve o anda tedavi edebiliyoruz. Bu durum maalesef ölümcül seyredebiliyor. Koronavirüsün kendisinden çok fazla ölümü görmezken, MIS-C'ye bağlı çocuklarda ölümcül vakalar görülmeye başladık.

Koplikasyonların henüz ne olduğunu bilmediğimiz için çocukları yakın takibe alıyoruz. Biz şüphelenerek kandaki antikor düzeyinde bu çocukların daha önce koronavirüs geçirdiğini gördük" diye konuştu.

'BİRÇOK HASTAYA MIS-C TANISI KOYDUK'

Kısıtlamaların ardından bu vakaların azaldığını, çocukların korumaya devam edilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Yılmaz, "Birçok hasta koronavirüs olduğunu veya geçirdiğini bilmeden 1 ay veya belli bir süre sonra başka Kawasaki veya a tipik Kawasaki sendromu benzeri dediğimiz hastalık bulgularıyla bize başvurabiliyor.

Hekim arkadaşların şüphelenmesi üzerine birçok hastaya MIS-C tanısı koymuştuk. Son birkaç aydır, bu vakaları görmemeye başladık. Okulların tatil edilmesi, hafta sonu yasakları ve kurallara riayet edilmesi sonrası artık çok vaka görmüyoruz. Yeni normalleşme sürecine girildiğinde vatandaşların rehavete kapılmamaları lazım.

Çocuklar hafif seyrediyor ama İngiltere'de son çıkan mutant virüs sonrası uzun dönem Covid-19 dediğimiz ve 5- 6 hafta semptomların devam ettiğini aynı zamanda çocuklarda da hastalık şiddetinin artacağının bulguları gelmeye başladı.

MIS-C'ye geçirdikten sonra uzun dönem hayatlarında hangi bulguları bırakacağında henüz net bir bilgi olmadığından çocukları da halen korumaya devam etmeliyiz. Kurallara aynı oranda riayet etmeliyiz" dedi.


Alıntı


Devamı

1 Mart 2021 Pazartesi

81 İlin Koronavirüs Risk Haritası

Mart 01, 2021 0

 


81 İlin Koronavirüs Risk Haritası



Bakanlar Kurulu sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan açıklamada, 81 ilin yenilenen koronavirüs risk haritası yayınlandı.

İller, risk değerlendirme kriterlerine göre 4 kategoriye ayrıldı.


DÜŞÜK VE ORTA RİSKLİ İLLERDE KALDIRILDI

Kontrollü normalleşme sürecine başlandığını duyuran Erdoğan, risk haritasına değinerek "Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde tamamen kaldırıldı." dedi.


SARI RENK ORTA / MAVİ RENK DÜŞÜK RİSKLİ İLLER

Haritada belirtilen renklere göre risk derece şu şekildedir;


• Düşük riskli (mavi)

• Orta riskli (sarı)

• Yüksek riskli (turuncu)

• Çok yüksek riskli (kırmızı)


İSTANBUL VE İZMİR YÜKSEK RİSKLİ GRUPTA

Risk değerlendirme haritasına göre, İstanbul ve İzmir yüksek riskli (turuncu), Ankara orta riskli (sarı) kategoride yer aldı.

DÜŞÜK RİSKLİ İLLER

Uşak, Şanlıurfa, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Bitlis, Batman, Mardin, Siirt, Şırnak, Hakkari, Van, Ağrı ve Iğdır.

ORTA RİSKLİ İLLER

Bursa, Manisa, Aydın, Denizli, Afyonkarahisar, Isparta, Eskişehir, Ankara, Çankırı, Karabük, Bartın, Kastamonu, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Sivas, Malatya, Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep, Hatay, Elazığ, Tunceli, Erzincan, Bayburt, Erzurum, Kars.

ÇOK YÜKSEK RİSKLİ İLLER

Edirne, Balıkesir, Sakarya, Burdur, Konya , Aksaray, Osmaniye, Adıyaman, Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon ve Rize.

YÜKSEK RİSKLİ İLLER

Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Düzce, Bolu, Bilecik, Kütahya, İzmir, Muğla, Antalya, Karaman, Mersin, Niğde, Kayseri, Kırıkkale, Artvin, Ardahan, Kilis.


Devamı

11 Şubat 2021 Perşembe

Acil Test Sonuçlarının Verilme Süreleri

Şubat 11, 2021 0

 

ACİL TEST SONUÇLARININ VERİLME SÜRELERİ




*NOT: Bu Süreler cihaz aktif olarak çalışırsa geçerlidir.Cihazlarda ve sistemde problem olduğu zaman birimlere haber verilir.


Devamı

Post Top Ad